Kemeraltı Kahvehanelerinde Edebiyat Demlenir Şiir İçilirdi

Nereden alır Kemeraltı adını? Bugün Kemeraltı Camisi olarak anılan Ahmet Ağa Camisi ile Yemiş Çarşısı’nın girişinde, şimdi artık olmayan, yakın zamana kadar Vakıflar Müdürlüğü olarak kullanılan bir yapının arasındaki taş köprüden alır. Cami yapılırken kemer köprü çevredeki yapılarla bağ kuran bir geçit görevindeydi. İç liman çevresini dolanan bugünkü Anafartalar Caddesi’nin de 200 yıl önceye kadar kemerlerle süslenmiş bir gezi yeri, deniz kıyısı olduğu bilinmektedir. Tilkilik’teki Hatuniye Camisi önlerinden başlayan, arasta adı verilen bu kemerler bazen taş, bazen tahtadan yapılıp yol boyunca, bazen boşluklar bırakarak çarşıyı kaplardı.

Kentin hareketli ticari yapısının bir gereği ve çok kültürlü kimliğine bağlı olarak mekânlar da çeşitlilik gösteriyordu. Ticari gemilerin yanaştığı liman çevresinde kafe kültürü oluşurken, İzmir’deki ilk Türk kahvelerinin önemli bir bölümü Anafartalar Caddesi üzerinde ya da Kemeraltı’nda bu caddeye açılan sokaklarda yer alıyordu. Kervanların kente giriş noktası olan Kervan Köprüsü ve Kemeraltı Çarşısı’nda Türklerin işlettiği kahvehanelerin en ünlüleri XIX.yy’da Hacı Ali Paşa, Ragıp Paşa, Hacı Hasan Paşa, Hacı Sadullah, Meserret, Gaffarzade, Askeri Kıraathaneydi. İzmir kahvehaneleri yalnızca iş konuşulan, çay içilen sosyalleşme mekânları değildi. Her zaman Osmanlı Devleti içindeki diğer şehirlerden farklı olan İzmir’in, özgürlükçü yapısı kahvehanelerde de kendisini gösteriyordu.

1930 LAR KONAK

II. Abdülhamit’in basına yaptığı sansürün dışında kalan İzmir’deki gazete ve dergilerde Ali Kemal, Mehmet Rauf, Abdülhalim Memduh, Ali Ferruh, Fazlı Necip ve Mehmet Münci gibi İstanbullu ve Selanikli gençler, yazılarını istedikleri gibi yayınlatabilmekteydiler. Halit Ziya Uşaklıgil de İstanbul’da yayınlatamadığı bazı eserlerini İzmir’de yayınlatıyordu. Bu kahvehaneler edebiyatçıların toplanma ve sanatı üretme alanlarıydı aynı zamanda. XIX. yüzyıl sonlarında İzmir’in kahvehanelerinde kitap ve gazete okunduğu bilgisi Avrupalı gezgin Barth’ın Türk Mahallesi’ndeki bir kahvehaneye ilişkin gözlemlerinde yer almaktadır. Barth, kahvehanede gazete ve kitaplara gömülmüş müşterilere, hatta Alman tarihi bile okuyan Meşrutiyetçi kişilere rastladığını belirtmişti. İzmir’de eski geleneğin ürünü olan bazı kıraathaneler çeşitli yayınların takip edilebildiği, çeşitli bilimsel ve sanatsal sohbetlerin, tartışmaların yapılabildiği ortamlardandı.

Dönemin İzmirli aydınlarından Kaygusuz; “Bu tarihte İzmir’de üç irfan mektebi vardı: birincisi Askeri Kıraathanesi, ikincisi Hükümet’in karşısında Ehram Mağazası’nın bulunduğu sahada Mehmet Efendi’nin işlettiği Ekmekçibaşı Kıraathanesi, üçüncüsü Tilkilik’te Giritli Hasan Efendi’nin ve Ali Ağa’nın kahvehaneleri… Bütün münevverler bu kıraathanelerde toplanır, başka yerlere gitmezlerdi.” demektedir. Kemeraltı’nda Şifa Eczanesi’nin yakınındaki Hacı Ali Paşa Kahvesi ve Ragıp Paşa Kıraathanesi de dönemin entelektüel insanlarının buluşma yerlerindendi. Darülbedayi oyuncuları İzmir’e geldiklerinde Ragıp Paşa Oteli’nde kalmakta ve altındaki kıraathanede vakit geçirmekteydiler. Bedia Muvahhit, Vasıf Rıza Zobu ve Muammer Karaca gibi isimler bu kahvede oturan ve sohbet eden bazı sanatçılardandı. Ayrıca Ragıp Paşa Kıraathanesi’nde farklı iş çevrelerinden bir araya gelmiş olan aydınların oluşturduğu bir palavra kulübünün var olduğu bilinmektedir. Bu topluluk, ülkede ve kentte olup bitenleri mizahi açıdan yorumlaması, sivri dilli ve hicivli sohbetler yapması nedeniyle “Palavra Kulübü” olarak adlandırılırdı. Palavra Kulübü, 1955’lere kadar varlığını sürdürmüştü.

kemeraltı

Çoğunlukla yazar ve edebiyatçıların toplanma yeri olmanın yanısıra, İzmir’in işgaline karşı Redd-i İlhak Cemiyeti’nin bildiri dağıttığı yerlerden biri de Askeri Kıraathane idi. İzmir’de işgal yıllarında Türklerin tedbirli bir biçimde çeşitli yerlerde bir araya gelerek örgütlenmeye çalıştıklarını ve görüşmeler yaptıklarını biliyoruz. Ekmekçibaşı Kıraathanesi de bu türden gizli görüşmelerin yapıldığı yerlerdendi. Yunan işgali altında olan İzmir’de kahvehaneler sıklıkla silah ve cephane sevkiyatı ile Yunan askerlerinin silah aramak için yaptıkları baskınlara maruz kalırdı.

Hükümet Konağı yakınındaki Askeri Kıraathane, özellikle 1900’lerin başında İzmir’in aydın çevreleri için bir çekim merkeziydi. Bıçakçızade Hakkı Bey, Baha Tevfik, Şahabettin Süleyman, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Hamit Suphi ve Bezmi Nusret Kaygusuz gibi edebiyatçıların mekânı durumundaydı. Kaygusuz, anılarında yazar ve lise öğretmeni Bıçakçızade Hakkı Bey’in etrafında toplanıldığını, Tokadizade Şekip, Tevfik Nevzat, Uşakızade Süleyman Tevfik, Doktor Taşçıoğlu Ethem gibi şairlerin ve Jön Türklerin çok gelip gittiklerinden söz etmektedir. Cumhuriyet döneminde çok partili siyasi yaşama geçişle birlikte başlayan Cumhuriyet Halk Partisi ve Demokrat Parti taraftarlığının toplumda yarattığı kutuplaşma, karşıt grupların ayrı kahvehanelerde toplanması sonucunu ortaya çıkardı. İzmir’de bir dönemin siyaset okulları olarak belleklerde yer tutmuş olan kahvehaneler yine Askeri Kıraathane ve Sarı Kışla binasının bir kısmının Ankara Palas Oteli’ne dönüşmesiyle oluşan pastane ve kıraathaneydi. Ankara Palas Oteli’nin altındaki kıraathanede Demokrat Parti üyelerinin bir araya geldiği, 1946-1950 yıllarında ise Ankara Palas’ın parti karargâhı işlevini gördüğü ve Celal Bayar’ın taktiklerini burada hazırladığını biliyoruz.

D-293-Donemec_DergisiXIX. yüzyıl sonlarında özellikle Kemeraltı çevresinde İzmirli okur-yazar, sanatçı ve aydınların toplanma alanı olan bu kıraathaneler Cumhuriyet döneminin ortalarında bu mirası Ankara Palas’a devrettiler. Ankara Palas Oteli, Cumhuriyet dönemi İzmir’inin az sayıda lüks otel ve kıraathane/pastanelerinden birisi olup 30’lu yıllardan, yakın tarihe uzanan geçmişinde dönemin en ünlü edebiyatçılarını, politikacılarını, gazeteci ve aydınlarını konuk etmiş kentin gelişen düşünce ve sanat yaşamının canlı bir aynası olmuştu.

Türklere yönelik tiyatro etkinlikleri de Kemeraltı, Tilkilik ve Çorakkapı kahvelerinde sergilenmekteydi. Ramazan aylarında Müslüman halkın eğlence yaşamı hareketlenmekte, Kemeraltı’ndan Basmane’ye kadar uzanan yolda Karagöz, ortaoyunu ve pandomima oyunları sergilenmekteydi. ‘Ramazan’ demek İzmir’in Türk mahallerinde de ‘canlılık’ demekti. İftardan sonra herkes sokaklara dökülmekte, teravihten sonra da sahura kadar uyumamak için kahvelerde çalgılar çalınmakta, meddahlar söyleşmekte, Karagöz oyunları oynatılmaktaydı. Özellikle Hacı Ali Paşa, Ragıp Paşa ya da Hacı Hasan gibi ünlü kahvelerde benzer programlar düzenlenmekte, 1933’te Hacı Ali Paşa Kıraathanesi’nde Ramazan eğlenceleri reklamları göze çarpmaktaydı. İzmir’de 24.00’a kadar açık kalan kahvehanelerin Ramazan dolayısıyla saat 03.00’e kadar açık kalmasına da izin verilirdi.

Ramazan bahar ya da yaza denk gelmişse açık hava eğlenceleri yapılırdı. Kahvehanenin üst katı kadınlara, alt katı da erkeklere ayrılırdı. Her iki bölüme de fasıl heyetleri gelirdi. Bu fasıl heyetleri çoğunlukla İzmir Radyosu sanatçılarından oluşuyordu.

Tarık Dursun K., Atilla İlhan ve Halikarnas Balıkçısı’nın uğrak yerleri olan kahvehaneler, Yaşar Kemal, Ümit Yaşar Oğuzcan gibi ünlüleri ağırlamış meyhaneler, Kemeraltı’nda edebiyatın kalbinin attığı yerlerdi. 1980’lerde de Kemeraltı’nda yayınlanan “Dönemeç” dergisi tutuyordu edebiyatın nabzını. ‘Şiiri sürmeseydim kim nereden bulurdu haritada İzmir’i’, diyor Necati Cumalı. Kaç çarşı için yazılmış şiir kitapları vardı? Kemeraltı’nda içilen kahvenin tadı mıdır ilham veren bilinmez ama yüzlerce yazılmış Kemeraltı şiiri vardır. Şöyle der Kemeraltı şiirlerinden biri olan Kırlangıç;

Burada rüzgâr,

Kadınların rüzgârından

Arka sokaklara saklanmıştır.

Bu rüzgâr,

Osman Nevres’in saçlarıdır.

Ak mendilini özgürlüğün

Çiğnemesinler diye

Kalbini üstüne atan.

Hidayet Karakuş, İzmir’in Kalbi Kemeraltı

Pınar SÖZER

Tarihçi / Yazar

Kaynaklar

Hülya Gölgesiz Gedikler, Saadet Tekin, Osmanlıdan Günümüze İzmir Kahvehane Kültüründen Kesitler

Rauf Beyru, XIX.yy ‘da İzmir’de Yaşam

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SİHİRLİ TARİH

Sihirli Tarih; Atölye çalışmaları ve etkinlikler düzenleyerek öğrencilerin ülkemizdeki sosyal bilgiler ve tarih müfredatlarının kazanımlarına ulaşması, araştırmaya istek duyması, geçmişte ve günümüzde Anadolu’nun zengin yaşam kültürünü fark etmesi için önce kendini ve çevresini tanımasını sağlar.

RESİM GALERİSİ

İletişim Formu